Translate

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Cinayet ve suç sosyolojisi

Suçun altında bireyin değil toplumun hikayesi yatar. Suçu toplum hazırlar suçlu işler şeklinde de ifade edilen olgu; bireyin masumluğundan ziyade işlenen suçlarda toplumda yaşayan herkesin bir şekilde pay sahibi olduğunu öne sürer. Suç tabandan tavana değil aksine tavandan tabana yayılır.
Hukuki boyutu anlam kazansa da suç sosyal bir olgu. Sosyal sebepleri ve sonuçları olması sebebiyle suç sosyolojisi önemli bir alt disiplin. Modernleşmenin kaçınılmaz bir süreci olarak kabul edilen suç olgusu; psikolojiden sosyolojiye, hukuktan antropolojiye, tıptan biyolojiye pek çok bilim ve disiplin dalının konusu. Suç, hızlı kentleşmenin getirdiği ani toplumsal değişim ve sosyal çözülmenin getirdiği anomali hali ile ilişkilendirilir, kentleşme ile birlikte suç oranlarının artttığı varsayımı kabul görür.
Sosyoloji yanında edebiyatta suçu merkeze alan roman ve hikayeler okurken; film ve dizi tercihlerimde de suç teması ön plana çıktı son zamanlarda. Yabancı dizilerden Almost Human, İntelligent, Agent of Shild, Person of İnterest gelişen teknoloji ile suçun ve suçlunun değişen doğasına yeni yorumlar yeni bakış açıları getirdiği için ufuk açıcı.
Yerlilerden suç temasını ele almaya niyetlenen ama daha ziyade sırlara odaklanan Kayıp; başlangıçta Kanal D"nin yanlış kararları neticesi seyirci ile sağlıklı iletişim kurmakta zorlansa da, hikaye ilerledikçe suç ve suçlunun yeterince kritik edilmediği, felsefesinin zayıflığı görüldü. TRT"nin ekrandaki tek draması Eski Hikaye adalet ve suç kavramlarına yeni bir bakış açısıyla yaklaşacağı iddiasıyla başlasa da bir türlü iddiasını yerine getiremedi.
İmkanlı imkansız aşk hikayesi üzerinden yol alan senaryolarda felsefi eksiklik çok göze batmasa da; suç teması üzerine inşa edilen hikayelerde önermenin ya da felsefenin zayıflığı yazarken senaristi zorladığı gibi seyircide de bir eksiklik duygusu oluşturuyor.
Başarısız uyarlamalar geçidine sahne olan ekranda yeni bir uyarlama başladı; Cinayet. Orijinali Danimarka dizisi Forbrydelsen, Hollywood tarafından The Killing adıyla uyarlandı. İki dizi arasındaki fark uyarlama nasıl yapılır sorusuna cevap niteliğinde olduğu gibi; olay örgüsünden önce inşa edilen felsefenin hikayeyi nasıl değiştirdiğine ve şekillendirdiğine dair esaslı bir örnek. Bizim uyarlamalar neden başarısız sorusuna da cevap aynı zamanda.
Bilindik polisiyelerden farklıydı Forbrydelsen, 20 bölüm boyunca tek bir cinayet aydınlatılmaya çalışıldı. The Killing bölüm sayısını 26"ya çıkartırken olay örgüsüne müdahale yapmakla yetinmedi, hikayenin felsefesini, önermesini tamamen değiştirdi. Bizim seyirci kabul etmez gibi bir yaklaşımdan dolayı değil; ben bu cinayeti bu hikayeyi böyle yorumluyorum, yaşadığım toplumu bu şekilde okuyorum iddiasıyla.
Liseli 16 yaşında bir kızdı maktül. Polis- politika- maktülün ailesi üçgeninde katil kim sorusu sorulurken; Danimarka versiyonu katilin ailenin en yakındaki kişi olmasını uygun görmüştü. Amerika versiyonu ise orjinalindeki katili dizinin en masumu ve mağduru olarak yorumladı, katil olarak tüm toplumu işaret etti. Belediye başkanlığı seçimlerine hazırlanan bir şehirde, entrikaların yalanların iftiraların rüşvetin havada uçuştuğu bir ortamda kimse masum kalamazdı. Kazanmak için her yol mubah diyen başkan adayları, suç kesinleşmeden şüphelileri suçlu ilan eden medya, kızın en yakın arkadaşları, hatta anne babası hepsi kızın ölümünde pay sahibiydi. Siyasetin kirlettiği bir havayı soluyan şehirde kimsenın masum kalması temiz kalması mümkün değildi.
Cinayet"in ilk bölümlerinde ise şüpheli sıfatıyla peşine düşülenlerden minübüs şoförü çocuk tecavüzünden hüküm giymiş bir suçlu. Cinayet olayında masum ama masumiyetini ispat edemeyeceğini düşündüğünden kaçıyor. Peki kaçarken ne yapıyor derseniz yaşlı bir kadının evine giriyor, kadını gasp ediyor, kefen parasına göz dikiyor. Eski suçlu ve hala suç işlemeye devam ediyor.
Katil yerli versiyonda değiştirildi; gerçek katile giden yolda öne çıkan şüpheli profiller eşliğinde nasıl bir fotoğraf çıkacağını sadece sosyolojik açıdan merak ediyorum. Süre doldurma amaçlı uzatılan sahneler, geveze bir izlenim bırakan çoğunlukla boş diyaloglar izlenmesini bir hayli güçleştiriyor çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder